17 May 2011

Bugün Kendiniz İçin Ne Yaptınız?


Kaçınız bugün ayna bakıp; çok güzel bir güne başlıyorum. Ve her şey harika olacak diye olumlama yaptınız? Ya da işe giderken, bilinen güzergahı değiştirip başka sokakları keşfettiniz? Peki, okula bir durak kala inip, yeni yüzünü gösteren baharı kaçınız içinize çektiniz? Yani, bugün kendiniz için ne yaptınız?


Hayat gittikçe monotonlaşıyor, bizlerde gittikçe robotlaşıyoruz. Öyle ki, duygularımız öldü. Tekrarlanan hayatları oynuyoruz. Oynamaktan sıkılan, çocuklar gibi... Durum gittikçe kötüleşip, doktor doktor dolaşıp. Antidepresanların arkasına sığınıyoruz. Kabul edelim insanlık, nefes alıp vermek bile zor geliyor değil mi? Çünkü, bir zamanlar küçük şeylerden mutlu olan insanlık. Şimdi dünyaların önümüze serilmesini istiyoruz. Rabbena rabbena, hep bana hep bana. Açgözlülükten olsa gerek. Oysa sizin yerinizde olmak isteyen milyarlarca insan varken! Durun ve düşünün! Nereye gidiyorsunuz? Ne amaç için yaşıyorsunuz? Sadece hayatınızı olumsuzluklar zincirinin bir halkası olarak mı görmek istiyorsunuz? Bir silkelenip bana ne oluyor? Hayatımı tekrar düzeltmek istiyorum diyemiyorsunuz? Bunları yapacak kadar acizleşti mi insanoğlu? Halbuki, mucizenin kendisidir insanoğlu. Daha bugün tv'de haberlerde izledim. Görme engelliler haklarını ararken. Siz sağlıklı olduğunuz halde herhangi bir engeliniz olmadığı için neden engellerinizi kaldıramıyorsunuz? Asıl sağlıklı olan insanlar olarak hepimiz birer engelliyiz. Duvarlarımız var, kabuklarımuz var, tabularımız var da var! Bir süre sonra baktığınızda, bakmışsınız ki! Hayatın çoğunu kaçırıp gitmişiz. Başta kendinizi sevmeyerek, değer vermeyerek başlıyoruz hayata. Ya da sevaplarınızla günahlarınızla kendimizi kabul etmediğimize ne demeli? Sımsıkı kendinize sarılmanın güzelliğini yaşayamadık diyelim. Sabahları, balkondaki serçe kuşlarının ötüşmeleriyle uyanmanın mutluluğunu. Ayna karşına geçtiğinizde, elemli bir durumda bile gülümsemeyle "günaydın" dediğinizi. Hatalarınızla veyahut doğrularınızla kabul ederek kendinize sıkıca sarıldığınızı. Evde yankılanan, aile bireylerinizin seslerini duyduğunuz için milyonlarca şükrettiğinizi. Küçük şeylerden, büyük sevinçler yaşamayı.

Bunları yapan bir nesilden geliyoruz. Kurtuluş savaşı sırasında yiyecek çok şeyleri olmazken, tek ekmeğini komşusuyla paylaşan mutlu insanların anılarını dinlediğim oldu. Çanakkale'de gazi olup aylık bağlandığında bu parayı alamam, benim durumum iyi, maddi durumu kötü olan insanlara verin diye anlatılan anılara da tanık oldum. Şimdi soruyorum, bir anlık bile olsa kendinizi mutlu etmek adına ne yaptınız? Sevgilerimle... Medusa(Ayln)