4 Haz 2010

UMUT

Hoş geldin yaz! Umutlara yaz! Özlemlere yaz! Kısacası hayattan almış olduğum her mutluluğu yüreğime yaz…

Nedendir bilmem, benim bu yaz mevsiminden çok beklentim olacak. Bilhassada kış mevsiminde ve her daim buz tutmuş yürekleri ısıtma konusunda. Bunu yapsa yapsa yaz mevsimi yapar. Plajda şezlongun üstünde, veyahut sıcaktan bunalan bedenimizi bir çınar ağacının gölgesinde dinlendirmek üzereyken, bamtelimize bir şeyler değip tın etsin diye.


     Şunu kabul etmek gerekiyor ki! Ülkemizde son yıllarda, insanî yozlaşma gittikçe artış göstermekte. Bu da endişe edilecek bir  düzeyde… Şiddet, açlık, işsizlik, tecavüz ve taciz olayları giderek fazlalaşıyor. Ve bu ileri derece de yaşanılan vâkâlar sayesinde, ana haber bültenleri,  haberlerine bunlarla başlamadan, siftah yapamıyorlar. İlla ki! Her yerde bir kaos yaşanacak. Düşünüyorum, sağduyumuzu neden kaybettik? Halbuki, bir zamanlar “Neşeli Günler filminde ruhu şad olsun, Adile Naşit ve hayatta olan Münir Özkul’u izlerken. Yüzünde tebessümle evlerine dönen insanlardık. Birbirimize zararımız dokunmazdı.” Komşumuzun ekmeği olmadığında, bir ekmeği ikiye bölen, o gün o sofradan aç kalksak bile yine mutlu olan bir toplumun insanlarıydık. Birbirine saygı duymasını iyi bilen bir nesilden geliyorduk! Güdülmekle beraber, o insanî vazifelerimizi de unuttuk!

        Ne de olsa, güdülen bir sürünün, kaderlerine razıyız biz insanlar. Geleceğimizin mimarları, bize bunları layık gördüğü için olabilir mi? Aslında bunların neden böyle olduğunu çok iyi bildiğim ama giz’in için de kaldığım açık bir durum. Öyle olması gerekiyor. Hatta bu konuda üç maymunu oynamam gerek! Şartlar ona gebe!..

      Akranlarıma sesleniyorum. Arabeskvari yaşamaktansa, her anlatılana inanan bireyler olmaktan çıkalım. Araştıralım, iç dünyamıza seyahat edelim. Bir de körü körüne inanmamak içinde bol bol okuyarak ruhumuzu geliştirelim.Yüreğinde umut taşımakla, Pollyannacılık kavramını birbirinden ayırmak gerek! 
     
     
      Sözü ve müziği, Mazhar Alanson’a ait olan “Benim Hâlâ Umudum Var.” Bu şarkı, yastık altı şarkımdır benim. Zor gibi gözüken olaylar zincirine rağmen. Geleceğe karşı, benim de umudum var… Medusa(Aylin)

2 yorum:

  1. Harika bi yazı Aylincim birde kısaca eklemek istediğim bişey olucak müsadenle.

    Kişi ne kadar az uygarsa, tam olarak neyin doğru, neyin yanlış olduğundan o kadar emindir. Insanlığın tüm ilerlemesi, ahlaki alanda bile, şu an ki ahlaki değerleri körce savunup, başkalarına zorla uygulatmaya çalışanların değil, bu ahlaki değerlerden şüphe edenlerin eseridir. Gerçekten uygar bir insan, sadece bu alanda değil, her alanda her zaman şüpheci ve hoşgörülüdür. Onun kültürü ‘tam emin değilim’ cümlesine dayanır.

    YanıtlaSil
  2. Tabii, kesinlikle haklısın! Uygar insanlara, her zamankiden daha fazla ihtiyacımız var. Zincirlerimizi kıramamız gerek, daha uygar yarınlar için!..

    YanıtlaSil