29 Ağu 2011

Değişim

Değişim sözü geçtiğinde çoğu insana korkutucu gelir. Değişim veyahut değişmek sancılı bir süreçtir. Bünye, kolay kolay adapte olamaz yeniye kısaca alışkanlıkların yerini başka alışkanlıklar almasına. Hayat, değişimle dengesini arar bulamaz. Değişim, eskinin bitişi yeninin başlangıcıdır. Yeniye alışmak zorunda olduğumuzu bile bile değişime karşı çıkarız. Bazen bu öyle hal alır ki! İnada kadar vardırırız bu olayı. Sevdiğimiz evden taşınıp başka bilmediğimiz semtteki yeni evimize yerleştiğimizde eskiye özlem duyarız. Artık yabancılar arasında yabancılaşmışızdır. Yeni komşumuzu ya tanırız ya da tanıyamayız. Ve tanımamız bir hayli zamanımızı alır. Büyük umutlarla evlenip, bir ömür boyu sürecek olan diye düşündüğümüz, tıkanma noktasına gelince de ilk solukta boşanıp, delice sevdiğimiz kadının/erkeğin elinde bavulunu alıp kapıdan çıkışını öylece izleriz. Kopan fırtınalar, yanan yürekler, dil işlevini yitirir, tutulur kalır. Değişimdir işte canın yana yana  kabullenmektir yaşamı. Lakin, bunca değişime rağmen ayak uydurmak zorunda kalırız sadece. Özleriz gidenin kokusunu, sıcaklığını, evdeki varlığını. Ya da yeni başlayacak olan işimizi, neden yadırgarız? Bir gün işe gittiğinizde o kişiyi unutmuşsunuz bile aklınızın ucundan bile geçmiyordur. Değişim, hayatımızdaki yerini bulmuştur. Tanıyacağımız yeni yüzlerle, hiç tanımadığımız semtlerin sokaklarında yabancı gezmeyiz artık. Değişim görevini tamamlamıştır. Bir sonraki eskinin kapanması yenin başlaması gerektiğinde kollarını sıvayacak güne kadar çekilir köşesine. Aslında bu olay tam da hayatımızı nasıl terbiye ettiğiyle ilgilidir.  Biz insanlar ne kadar doğası gereği bu olaya karşı çıksak bile. Değişim, acının son bulması mutluluğun başlangıcıdır. Kazanılan deneyimlerle, daha güçlü yanımızdır, yarınlarımızdır. Hayatımızda, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacak oluşudur. Bir deyim vardır, gelen gideni aratır diye. Hiç alakası yoktur aslında. Çizmiş olduğumuz yolda bizi bizden başkası mutlu edemez. Bir sırt çantası hayal edin; ve oraya eski ve eski alışkanlıklarınızı koyun. Ne kadarda ağırlaştı. Neredeyse yere düşeceksiniz. İşte bu arada değişim sizi bu ağır yükten kurtarıp yeni ve yeni alışkanlıklarla yol haritanızı çiziyor oluşudur. Hayatınızdaki ağırlıkları hafiflediğini, belli bir süre sonra anlıyorsunuz. Sonucuna razı gelen bir yaşamda hala yeniye niye ayak uyduramıyorsunuz, yadırgamakla, yargılamakla zaman kaybediyorsunuz? Her şey ama her şey akışındayken güzel. Sevgilerimle, Medusa (Ayln)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder